Uzlaşma Anlaşmalarına İlişkin Yeni Bir Grup Muafiyeti Tebliği Yayımlandı.
- Nuri Melih İnce
- 3 Tem
- 4 dakikada okunur

Uzmanlaşma Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği (Tebliğ No: 2025/2) (“Yeni Tebliğ”), 26.06.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni Tebliğ’in yürürlüğe girmesiyle birlikte 2013/3 sayılı Eski Tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır. Bu çalışmamızda uzmanlaşma anlaşmalarının rekabet hukuku uygulaması bakımından önemi kısaca açıklanmış ve Yeni Tebliğ ile getirilen başlıca değişikliklere değinilmiştir.
1. Genel Hatlarıyla Uzmanlaşma Anlaşmaları[1]
Üretimde uzmanlaşmaya ilişkin anlaşmalar, teşebbüslerin belirli ürünlerin üretimine yoğunlaşmalarına ve böylelikle daha etkin bir şekilde faaliyet göstermelerine imkân tanıyabilmektedir. Bu anlaşmalar, malların üretimine ve dağıtımının geliştirilmesine katkıda bulunarak malların daha ucuza arz edilebilmesini sağlamaktadır. Uzmanlaşma anlaşmaları, hizmetlerin sağlanmasında da benzer gelişmelere neden olabilmektedir. Bu anlaşmalar sonucunda, etkin rekabetin kısıtlanmadığı durumlarda, tüketicilerin de fayda sağlaması kuvvetle muhtemeldir. Uzmanlaşma anlaşmaları genellikle üç şekilde yapılmaktadır.
Tek taraflı uzmanlaşma anlaşmaları: Aynı ürün pazarında aktif olarak faaliyet gösteren taraflardan biri, belirli ürünlerin üretimini tamamen veya kısmen durdurmayı ve bu ürünleri rakip bir teşebbüsten almayı kabul etmekte, rakip teşebbüs de o ürünleri üretmeyi veya arz etmeyi kabul etmektedir.
Karşılıklı uzmanlaşma anlaşmaları: Aynı ürün pazarında aktif olarak faaliyet gösteren iki ya da daha fazla taraf karşılıklı olarak, belirli ve farklı ürünlerin üretimini tamamen veya kısmen durdurarak, bu ürünleri üretip arz etmesinde anlaşılan karşı taraftan satın almayı kabul etmektedir.
Ortak üretim anlaşmaları: Aynı ürün pazarında aktif olarak faaliyet gösteren ya da bir uzmanlaşma anlaşması vasıtasıyla bir ürün pazarına girmek isteyen iki ya da daha fazla taraf belirli ürünleri ortaklaşa üretmeyi kabul etmektedir.
2. Yeni Tebliğin Getirdiği Önemli Değişiklikler
Tanımlardaki Değişiklikler
Yeni Tebliğ, bazı temel tanımları güncelleyerek terminolojik uyum sağlamıştır. Eski Tebliğ ve Yeni Tebliğ’de yer alan tanımlar büyük ölçüde benzer olsa da önemli iki değişiklik dikkat çekmektedir:
Potansiyel Rakip Tanımı: Eski Tebliğ’de potansiyel rakip, “uzmanlaşma anlaşması yokluğunda fiyatlarda küçük ve kalıcı bir artış olması halinde gerekli dönüştürme maliyetlerine katlanarak üç yıl içinde pazara girme olasılığı bulunan teşebbüs” olarak tanımlanıyordu. Yeni Tebliğ ise bu tanımı “salt soyut bir ihtimale dayalı olmayan ciddi emarelere göre gerekli maliyetlere katlanarak veya ek yatırımları yaparak üç yılı aşmayacak sürede pazara girme olasılığı bulunan teşebbüs” şeklinde değiştirmiştir. Böylece fiyatlarda küçük bir artış varsayımına dayanan önceki kriter kaldırılmış, ciddi ve somut göstergelere dayalı bir değerlendirme esas alınmıştır. Bu değişiklik, potansiyel rakip kavramının daha gerçekçi ve delillere dayalı bir şekilde değerlendirilmesini sağlamakta; yalnızca teorik imkanlara değil, pazara giriş ihtimaline dair ciddi emarelere vurgu yapmaktadır. Bu uyarlamanın, AB uygulamasıyla terminoloji birliğini sağlama ve potansiyel rekabet değerlendirmesini isabetli hale getirme amacı taşıdığı değerlendirilmektedir.
“Dağıtım” Tanımı: Eski Tebliğ’de dağıtım, malların satışı ve hizmet sunumunu kapsayan faaliyet olarak tanımlanıyordu. Yeni Tebliğ, dağıtım kavramını “uzmanlaşma ürünlerinin ticarileştirilmesini de içerecek şekilde, bu ürünlerin müşterilere satışı ve tedariki faaliyeti” olarak genişletmiştir. Böylece ticarileştirme (pazarlama) faaliyetleri de tanım kapsamına açıkça dahil edilerek, uzmanlaşma ürünlerinin piyasaya sunulması sürecindeki tüm aşamalar kapsama alınmıştır.
Pazar Payı Eşiklerindeki Değişiklikler
Yeni Tebliğ, bir uzmanlaşma anlaşmasının grup muafiyetinden yararlanabilmesi için tarafların sahip olabileceği azami ortak pazar payını ifade belirleyen pazar payı eşiği bakımından değişiklik getirmiştir. Yeni Tebliğ, bu eşiğe ilişkin önemli bir sıkılaştırmaya gitmiştir. Eski Tebliğ’de %25 olan toplam pazar payı sınırı, Yeni Tebliğ ile %20’ye düşürülmüştür. Başka bir deyişle, tarafların uzmanlaşma konusu ürün ya da hizmetlerin ait olduğu herhangi bir ilgili pazarda toplam paylarının %20’yi aşması halinde grup muafiyeti artık uygulanmayacaktır.
Yeni Tebliğ, uzmanlaşma konusu ürünün alt pazarda zorunlu girdi olduğu durumlara özgü bir düzenleme getirmiştir. Eğer uzmanlaşma anlaşmasının konusu olan ürün, tarafların aynı zamanda faaliyet gösterdiği bir alt pazarda üretilen ürünlerin üretiminde zorunlu girdi olarak kullanılıyorsa, grup muafiyeti için hem ilgili üst pazarda (uzmanlaşma ürünü pazarı) hem de alt pazarda tarafların toplam pazar payının %20’yi aşmaması gerekmektedir. Eski Tebliğ’in pazar payı eşiklerine ilişkin 7. maddesinde “ilgili pazar” tanımı içinde alt pazarlar dolaylı olarak dikkate alınmış olsa da, Yeni Tebliğin 7. maddesinde alt pazarlara ilişkin pazar payı eşiğine ayrı bir bentte açıkça yer verilmiştir.
Yeni Tebliğ ile birlikte pazar payının hesaplanması konusunda da değişiklik yapılmıştır. Eski Tebliğ uyarınca, pazar payı hesaplanırken yalnızca anlaşma taraflarının bir önceki takvim yılındaki satış verileri esas alınıyordu. Yeni Tebliğ ise, eğer önceki yıl verileri tarafların pazardaki konumunu yansıtmıyor ise, önceki üç takvim yılının ortalamasının esas alınabileceğini hükme bağlamıştır.
Pazar Payı Eşiğinin Aşılması Halinde Muafiyetin Geçerlilik Süresi
Başlangıçta eşik altında kalan pazar payının sonradan eşiği aşması durumunda muafiyetin ne kadar süre devam edeceği bakımından, Eski Tebliğ, %25’lik eşik aşıldığında iki kademeli bir süre öngörmekteydi. Buna göre, tarafların toplam pazar payı **%25’i aşıp %30’u geçmediği takdirde muafiyet ilk aşım yılını takip eden iki yıl boyunca geçerli olmaya devam ediyor; eğer pazar payı %30’u da aşarsa muafiyet sadece bir yıl süreyle korunuyordu. Ayrıca bu sürelerin birbirini takip edecek şekilde birleşemeyeceği, toplamda iki yılı aşan bir uzatma yapılamayacağı hükme bağlanmıştı.
Yeni Tebliğ ise bu karmaşık yapıyı basitleştirmiş ve daha öngörülebilir hale getirmiştir. Başlangıçta pazar payı %20 eşiğini aşmayan bir anlaşmanın pazar payı sonradan bu eşiğin üstüne çıkarsa, muafiyet eşiğin ilk aşıldığı yılı takip eden iki yıl boyunca geçerliliğini koruyacaktır. Artık farklı eşik seviyeleri (%25–%30 aralığı gibi) için ayrı süreler öngörülmemiştir. Tek bir uzatma süresi (iki yıl) düzenlenerek, muafiyet rejimi sadeleştirilmiştir.
Geçiş Süreci ve Yürürlük
Yeni Tebliğ, yürürlüğe girdiği tarih (26.052025) itibarıyla eski Tebliğ kapsamında muafiyet kazanmış ancak yeni şartları karşılamayan anlaşmalar için özel bir geçiş süreci öngörmüştür. Bu düzenleme, değişen kurallara uyum sağlanması ve hak kaybı yaşanmaması açısından kritik önemdedir. Geçici Madde 1 uyarınca, 2013/3 sayılı eski Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden yararlanmakta olan ancak Yeni Tebliğ’deki şartları taşımayan mevcut anlaşmaların, Yeni Tebliğ’in yürürlüğe girdiği yılı takip eden iki yıl içinde (yani en geç 2027 yıl sonuna kadar) Yeni Tebliğ’e uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu iki yıllık geçiş süresi boyunca, anılan anlaşmalar hakkında Kanun’un 4. maddesindeki yasaklama uygulanmayacaktır.
3. Sonuç
2025/2 sayılı Yeni Tebliğ, uzmanlaşma anlaşmalarına tanınan grup muafiyeti rejimini önemli değişikliklerle revize etmiştir. Pazar payı eşiğinin %25’ten %20’ye indirilmesi ve ilgili hesaplama kurallarının sıkılaştırılması, muafiyet kapsamını daraltmıştır. Diğer yandan, tanımlar ve terminoloji güncellenerek AB mevzuatıyla uyum arttırılmış; uygulamada ortaya çıkan muğlaklıklar giderilmiştir. Yeni Tebliğ ile getirilen yeniliklerin pratik yansımaları olacağı açıktır. Halihazırda yürürlükte olan uzmanlaşma anlaşmalarının, Yeni Tebliğ bakımından tekrar ele alınması ve mevcut anlaşmaların yeni eşik ve koşulları sağlamaması durumunda, geçiş süresi içinde ilgili değişikliklerin yapılması gerekmektedir.
[1] Bu bölüm Rekabet Kurumunun yayımladığı Rekabet Terimleri Sözlüğünden alınmıştır.