top of page

MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKININ İHLALİNE İLİŞKİN BİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI YAYIMLANDI.



Anayasa Mahkemesi (“AYM”), bir bireysel başvuru üzerine verdiği 22.05.2024 tarihli ve 2022/31465 başvuru numaralı kararı 22.10.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Anılan karar kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiası incelenmiş olup, karara konu başvuru, bir ortaklığın giderilmesi davasında, davalıların adres ve kimlik numaralarının eksikliği nedeniyle davanın "açılmamış sayılması" kararı üzerine yapılmıştır.


AYM, ilgili dosyada Adalet Bakanlığı’ndan (“Bakanlık”) görüş talep etmiş ve Bakanlık, başvurucunun mahkemede bir avukat tarafından temsil edildiğini ve avukatların, Avukatlık Kanunu'nun 2. maddesi gereğince, görevleri doğrultusunda araştırma yapma yetkisine sahip olduğuna dikkat çekmiştir. Bu bağlamda, avukatın müvekkili adına gerekli bilgileri toplama hakkı olduğunu vurgulamıştır. Ancak başvurucunun avukatı, Bakanlık görüşüne verdiği yanıtta, tapu kütüğünde hissedarların Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası (“TCKN”) ve adres bilgilerinin mevcut olmadığını ileri sürmüştür. Resmi makamlardan yazılı bilgi talep ettiğinde, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) kapsamında bu bilgilerin paylaşılmadığını belirterek, hissedarlarla ilgili gerekli bilgilere ulaşmada zorluk yaşadığını dile getirmiştir.


AYM, yaptığı incelemede Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesine atıfta bulunarak, kanun lafzını ve yorum hatalarını değerlendirmiş ve dava dilekçesinde TCKN’nin bulunmasının zorunlu olmadığını ifade etmiştir. Bu eksikliğin dava sürecini olumsuz etkilemeyeceğini belirten ve başvurucudan talep edilen TCKN bilgisinin, KVKK çerçevesinde kişisel veri niteliği taşıdığı hususuna dikkat çeken AYM; bu bilgilerin kişisel veri koruma ilkelerine uygun olarak temin edilmesi gerektiğini, bilgilerin hukuka aykırı yollarla elde edilmesinin suç teşkil edeceğini vurgulamıştır.


AYM, davalıların adres bilgilerinin dava dilekçesinde yer almasının bir zorunluluk olduğunu kabul etmiş olmakla birlikte başvurucuya eksikliğin giderilmesi için verilen kesin sürede bu bilgilerin sağlanamaması nedeniyle davanın açılmamış sayılması kararının verilmesinin, yasal bir dayanağının bulunmadığı sonucuna varmıştır. Ayrıca, AYM’nin kararında, ortaklığın giderilmesi davalarında, dava konusu taşınmazdaki hissedarların adreslerinin mahkeme tarafından çeşitli kamu kurumlarından araştırılabileceği gerçeğinin de göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir.


Başvurucunun, ortaklığın giderilmesi davası kapsamında bazı hissedarların adreslerini belirleyememesi ve bu eksikliği giderememesi nedeniyle davanın açılmamış sayılması, davanın niteliği açısından hakkaniyete aykırı bir durum olarak değerlendirilmiştir. Mahkeme, başvurucunun adil yargılanma hakkı çerçevesinde mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiş ve bu ihlalin etkilerinin giderilmesi gerektiğine hükmetmiştir.


Sonuç olarak, AYM’nin bu kararı, mahkemeye erişim hakkının ve adil yargılanma ilkesinin korunması açısından kritik bir belirleme niteliği taşırken, bireylerin hukuki süreçlerde eşit şekilde yer alabilme haklarını güvence altına alarak adalet sisteminin işlerliğini ve güvenilirliğini de pekiştirmektedir. Diğer yandan, son dönemde çeşitli vesilelerle gündeme geldiği üzere, dava taraflarının ve avukatlarının yargılama süreçleri kapsamında gerçekleştirdikleri bilgi toplama faaliyetlerinin kişisel verileri koruma hukuku kapsamında dikkatle ele alınması gerektiği bir kere daha ortaya konulmuş oldu.

bottom of page